Yazar: Bahadır Yenişehirlioğlu
Yayın Evi: Timaş Yayınları
Sayfa Sayısı: 336
Arka Kapak
Yazısı
Sinema ve televizyon ekranlarının sevilen yüzü Bahadır
Yenişehirlioğlu yeni romanı TAHTA AT’la bir aile öyküsü üzerinden insanın
kendi içindeki iyi ve kötüyle ilişkisini etkileyici bir biçimde anlatıyor ve TAHTA AT ile
bugüne kadar kaleme aldığı en hızlı kurguyla çıkıyor okurlarının karşısına.
İnsanın kendi içindeki iyi-kötü savaşını yer yer adeta bir Musa
kıssası olarak anılacak bir romanla resmediyor. Karakterleri güçlü, kurgusu
sağlam ve sürprizlerle dolu bir roman…
İstanbul’un Boğaz’a nazır tepelerinden birinde görkemli bir villa; Haznedaroğlu
Köşkü.
Köklü bir ailenin birkaç nesildir yaşadığı göz kamaştırıcı hayat.
Paraya, güce, statüye, delicesine âşık olduğu bir eşe ve güzel bir evlada sahip bir adam, Ekrem Bey.
Ekrem’in asil ve iyiliksever eşi, bir kadının belki de en çok istediği şey olan sevilme duygusunu sonuna kadar yaşayan Zerrin Hanım.
Ekrem Bey ve Zerrin Hanım’ın gözlerinden sakındıkları, genç ve güzel kızları Elif.
Elif’in hayatında ilk kez aşkın en masum ve güzel halini yaşadığı, yetenekli ve yakışıklı basketbolcu Bora.
Dışarıdan bakıldığında göz kamaştırıcı görünen hayatlar arkasında neler gizler?
Gün gelir buz tutmuş bir dağda bir filiz çatlatır mı bütün dağı?
Yalan nedir gerçekte?
Peki ya kötülük?
Kötünün karşısında kendini koruma refleksiyle bir an içi ağızdan çıkıveren bir söz büyüye büyüye nasıl bir kâbusa dönüşür?
Kötülüğe tutsak kalmış birini oradan ne tutup çıkarabilir?
Köklü bir ailenin birkaç nesildir yaşadığı göz kamaştırıcı hayat.
Paraya, güce, statüye, delicesine âşık olduğu bir eşe ve güzel bir evlada sahip bir adam, Ekrem Bey.
Ekrem’in asil ve iyiliksever eşi, bir kadının belki de en çok istediği şey olan sevilme duygusunu sonuna kadar yaşayan Zerrin Hanım.
Ekrem Bey ve Zerrin Hanım’ın gözlerinden sakındıkları, genç ve güzel kızları Elif.
Elif’in hayatında ilk kez aşkın en masum ve güzel halini yaşadığı, yetenekli ve yakışıklı basketbolcu Bora.
Dışarıdan bakıldığında göz kamaştırıcı görünen hayatlar arkasında neler gizler?
Gün gelir buz tutmuş bir dağda bir filiz çatlatır mı bütün dağı?
Yalan nedir gerçekte?
Peki ya kötülük?
Kötünün karşısında kendini koruma refleksiyle bir an içi ağızdan çıkıveren bir söz büyüye büyüye nasıl bir kâbusa dönüşür?
Kötülüğe tutsak kalmış birini oradan ne tutup çıkarabilir?
Rastlantı diye bir şey yoktur.
İnce bir hesap, hepsi bu…
(Tanıtım Bülteninden)
Benim
Yorumum
Severek takip
ettiğim Payitaht Abdülhamid dizisinde Tahsin Paşa’yı canlandıran Bahadır Bey,
favori oyuncularımdan diyebilirim. Artık favori yazarlarımın da arasında
kendisi. Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen beni kendisine bağladı. Gerçekten
üstadın kalemi ayrı güzel.
Kitap,
ülkenin sayılı zenginlerinden Ekrem Haznedaroğlu, düğün gecesi babasının
ölümüyle birden bambaşka bir kişiliğe bürünür. Babasının bıraktığı zenginliği,
saygınlığı üstüne alırken, babasının kötülüğünü de alır. Ekrem Bey’in çok
sevgili eşi Zerrin Hanım’ın Ekrem Bey’e olan aşkı, düğün gecesinden itibaren büyük
bir nefrete dönüşür. Bu nefret, büyük bir yalanla büyümeye devam eder. Her şeyden
habersiz olan kızları Elif, yetimhanede büyüyerek hayata tutunmaya çalışan Bora’yla
aşklarını derinden yaşarlar.
Kitabın sonunu
kafamda yazmıştım. Açıkçası okuduğum bu tür kitaplarda son öyle biter. Ancak ters
köşe oldum. Kitabın sonu öyle bir bitti ki kelimenin tam anlamıyla şoka girdim diyebilirim.
Kitap ilk
başlarda fazla sıkmıştı. Kitaba çok büyük bir beklentiyle başlamıştım. Hayal kırıklığına
uğrar gibi oldum. Ama ilk 120-130 sayfa sonra kitap açılıyor. Beklentilerimi tam
anlamıyla karşıladı diyebilirim. Yazarın diğer kitaplarını okumak için
sabırsızlanıyorum.
Kitaba Puanım 4/5 ⭐⭐⭐⭐
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder