Yazar: Emre Timur
Yayın Evi: Az Kitap
Sayfa Sayısı: 248
Arka
Kapak Yazısı
Şizofreni,
“genetik ve çevresel sebeplerle ortaya çıkan bir psikiyatrik bozukluktur” diye
tanımlanır. Peki, bu tanım, şizofreni denen cehennemi yaşayan kişinin, öznel
deneyimlerini özetliyor mu? Yoksa bu kâbusu fazla mı hafife alıyoruz?
Hizipleşmiş, bölünmüş bir çağda, bir “deli” olarak yaşamak ve hayata tutunmaya
çalışmak nedir? Ve diğer ötekileştirilmişlerle birlikte bir akıl
hastanesinde ömür törpülemek…
Bu kitap, Türkiye’de akıl hastalıklarını ilaçla tedavinin yavaşça
yayılmaya başladığı bir dönemde, yaşanmış pek çok öyküden ilham alınarak
yazılmış bir otobiyografik romandır.
12 Eylül döneminin kanlı soğuğunda, aşkın, deliliğin ve ihtilalin
gölgesinde hayata tutunmaya çalışan bir “öteki”nin, bir şizofreni hastasının
kendi ağzından, hastalığı yenme öyküsü...
Benim
Yorumum
Kitabı
tarafıma imzalı olarak gönderen @mimar.emre.timur a çok teşekkür ederim.
Kitabı
çıktığı günden itibaren merak ediyordum. Bu merakımda yersiz değilmiş. Kitabı çok
beğendim. Her ne kadar bazı yerlerinde sıkılsam da çok güzeldi. Konu çok güzel
işlenmişti.
Kitap
12 Eylül zamanında geçiyor. Bu da kitaba olan sempatimi daha da artırdı. Bir adamın
yaşadığı olayları, yavaş yavaş nasıl şizofren olduğunu okuyoruz. Sırf rüyalarında
kabus görüyor, gece bağırarak uyanıyor diye şizofreni tanısı koymak ne denli
uygun? Bir de şu var tabi suç mu işledin hapishanede yer yok, e o zaman buyur
akıl hastanesine. Akıl hastanelerinde hastalara yapılan eziyetler anlatılıyor. Akıl
hastanesine hastaları iyileştirmek için değil de öldürmek için almışlar gibi
geldi. Nasıl olsa hepsi ya sağcı ya da solcu. Ölseler bir şey olmaz zihniyeti
var gibi geldi. Kitabı okurken çok üzüldüm, çok kırıldım ve dua ettim. Şuan ki
akıl hastaneleri inşallah böyle değildir.
Kitaba
Puanım 4.5/5 ⭐⭐⭐⭐
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder