25 Nisan 2018 Çarşamba

Kitap Yorumu: Artemis - Andy Weir



Orijinal Adı: Artemis
Yazar: Andy Weir
Yayın Evi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 368

Arka Kapak Yazısı
Goodreads okurlarına göre 2017'nin en iyi bilimkurgu romanı.
Son yılların en iyi bilimkurgu romanlarından biri olan Marslı'nın yazarı Andy Weir'dan yepyeni, soluk soluğa bir kitap!
Jazz Bashara hiçbir zaman kahramanlık peşinde koşmamıştı. Tek isteği zengin olmaktı.
Artemis… Ay'daki tek şehir. Eğer çok zengin değilsen ya da bir turist olarak ziyaret etmiyorsan Ay ve Artemis, tabiri caizse "zalim bir sevgilidir".
Haliyle hayatta kalmak için ufak tefek kaçakçılıklar yapmak pek de beklenmedik bir şey değil. Özellikle de çok borcun varsa ve alın terin bu borçları
kapamaya yetmiyorsa.
Ek iş olarak kaçakçılık yapan Jazz'in hayatı da karşısına reddedemeyeceği bir teklif çıkınca tamamen değişir. Küçük bir kaçakçı olarak kalkıştığı bu
büyük sabotaj boyunu aşacak ve beklediğinin de ötesinde Jazz, tüm Artemis'in kontrolünü ele geçirmeyi ilgilendiren bir komplonun ortasında
bulacaktır kendini. Bundan sonra alması gereken risk, işe ilk girdiği zamankinden çok daha büyüktür.
Andy Weir, Marslı’da gösterdiği mühendislik, bilim ve teknoloji bilgisini Artemis’te de sergileyip yine fazlasıyla gerçekçi bir gelecek öngörüyor.

“Marslı’dan sonra isteyebileceğiniz her şey bu kitapta: zekice, eğlenceli, adrenalini yüksek, elinizden düşüremeyeceğiniz bir öykü.” 
–Ernest Cline, Başlat’ın yazarı.

“Weir imkânsızı başardı – Ay’daki bir şehirde geçen bilimkurgu noir romanıyla Marslı’yı solladı. Bu hayattan daha ne isteyebilirsiniz ki? Gidip okuyun şu kitabı.” 
–Blake Crouch, Karanlık Madde’nin yazarı.

“Heyecan verici, keskin zekâlı, adrenalin dolu bir macera… senenin en iyi bilimkurgu romanlarından biri.”
 –Booklist (starred review)





Benim Yorumum

Fuarda @erennadiraksamoglu’nun önerisiyle Artemis’i almıştım. Andy Weir’den Marslı’yı okumuştum. Her ne kadar filmi iğrenç ötesi bir şey olsa da kitaba bayılmıştım. Artemis beklentilerimin biraz altında kaldı diyebilirim. Yine de çok güzeldi.

Farklı dinden olan bazı yazarlar vardır ve bunlar hep İslam’ı kötüler. Andy Weir’in dinini bilmiyorum ama İslam’ı kötülememiş. Tamam baş karakter dinini gerektiği gibi yaşamıyor, alkol kullanıyor, çok fazla küfür ediyor. Bunların çoğunu bizde yapmıyor muyuz zaten? Biz tam anlamıyla dinimizi yaşamıyorsak buna laf etme hakkımız da yoktur. İslam’ı kötülememesi benim çok hoşuma gitti. İslam ile ilgili birkaç yerde bilgi vermiş ve bu bilgiler doğruydu.

Kitapta sevmediğim tek şey çok fazla (çok ama çok fazla) küfür vardı. Okurken çok rahatsız oldum.

Artemis Ay’da kurulan ilk ve tek şehirdir. Jazz 6 yaşından beri babasıyla birlikte Artemis’te yaşamaktadır. Jazz, Artemis’te zor geçinen, çok genç olmasına rağmen hayatından bıkmıştır. Artemis’in kargo şirketinde çalışmaktadır. Geçinebilmek için kaçakçılık yapan Jazz, bir gün reddedemeyeceği bir teklif alır. Bu iş tahmin edemeyeceği boyutlar alır.

Marslı’ dan daha heyecanlı bir kitap. Ancak benim gözümde Marslı daha iyiydi.

Kitaba Puanım 4.5/5 ⭐⭐⭐⭐




22 Nisan 2018 Pazar

Kitap Yorumu: Kan ve Yıldız Işığı Günleri - Laini Taylor

Orijinal Adı: Days of Blood and Starlight (Daughter of Smoke & Bone #2)
Yazar: Laini Taylor
Yayın Evi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 490

Arka Kapak Yazısı
Bir zamanlar melek ve şeytan birbirine âşık oldu. Savaşların son bulduğu ve akan kanın durduğu bir dünya düşlediler. Bu dünya, o dünya değil, ne hazin…
Duman ve Kemiğin Kızı Hakkında
“Elinizde bırakmak istemeyeceksiniz.”
-Entertainment Weekly-
“Kader, umut ve kendini arayışa dair nefes kesici, romantik bir fantezi.”
-The New York Times-
“Bir seri nadiren bu kadar nefis başlar.”
-Kirkus Review-
“Ustaca yazılmış ve temposu güzel kurgulanmış.”
-Publishers Weekly-
 (Tanıtım Bülteninden)




Benim Yorumum
Herkese merhaba! Duman ve Kemiğin Kızı serisinin ikinci kitabının yorumuyla karşınızdayım. Kitabın konusundan pek fazla bahsetmeyeceğim. Serinin ilk kitabını okumayan birine spoiler vermek istemiyorum. İlk kitaptan sonra ikinci kitaba olan beklentilerim tavan yapmıştı. Sonuç hayal kırıklığı oldu. İkinci kitap biraz da durağandı. Pek fazla olay yoktu bana göre. Kitabın yarısına kadar olayları çözmekle uğraştım. Olayları çözdükten sonra su gibi akıp gidiyor kitap. Kitap öyle bir yerde bitti ki üçüncü kitabı hemen okumamak için kendimi zor tuttum. Laini Taylor’un kalemine hayran kalmamak elde değil. İkinci kitabı her ne kadar fazla beğenmesem de mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Kitaba Puanım 4/5 ⭐⭐⭐⭐


15 Nisan 2018 Pazar

Kitap Yorumu: Dünyanın En İyi Kitabı - Peter Stjernström


Orijinal Adı: Världens Bästa Bok
Yazar: Peter Stjernström
Yayın Evi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 336
Arka Kapak Yazısı
Titus Jensen, alkol problemi olan bir yazardır. İçinde bir çok-satana yakışan her türlü konuyu barındırması gereken Dünyanın En İyi Kitabı'nı yazma fikri ortaya çıktığında, Titus'tan istenen alkolden uzak durması ve binlerce sayfaya ulaşabilecek bir potansiyel barındıran bu kitabı 250 sayfaya sığdırmasıdır. Titus'un bu fikri beraber geliştirdiği şair arkadaşı Eddie X ise Titus'un arkasından birtakım işler çeviriyor gibi gözükmektedir. Titus, Eddie'nin kendi fikrini çalmış olabileceğinden şüphelenir. Kim bilir, belki Eddie de Dünyanın En İyi Kitabı'nı yazıyordur…
"Kitap içinde kitap" okumanın zevkini yaşatan Dünyanın En İyi Kitabı, mizahıyla, akıcılığıyla ve yayın dünyasına getirdiği eleştirilerle her kitap kurdunun okuması gereken bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)



Benim Yorumum
Bu kitap bir yıldan uzun süredir kitaplığımda okunmayı bekliyordu. Bu aralar kitaba merakım daha çok arttığı için okuyayım dedim. Kitap güzeldi. Çerezlik kitapların içeriğinde pek fazla      -hatta hiç- bilgi yoktur. Çerezlik kitaplardan hiçbir şey öğrenemezsin. Ama bu kitap öyle değildi. İçinde çok güzel bilgilerinde yer aldığı bir kitaptı.
Orta yaşlarda olan Titus alkolik bir yazardır. Günün büyük çoğunluğunu içerek geçirir. Titus çoksatan bir yazar olmak istemektedir. İçinde birçok konuyu barındıran bir kitap yazma düşüncesindedir. Bu fikrini yayımcısıyla paylaşır. Kitabı yazmaya başlaması için alkolden ve uyuşturucudan tamamen uzak durması lazım. Bunu güzelde başarıyor.
Kitabın konusu farklıydı, güzeldi. İlk defa böyle bir kurguyla karşılaştım. Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim. Kitapta çok fazla yazım yanlışı vardı. Okurken rahatsız ediyor. Ayrıca kitabın dili bir tuhaftı. Yazar şimdiki zamanla yazmaya çalışmış ancak karman çorman bir hal almış.

Kitaba Puanım 3.5/5  ⭐⭐⭐


12 Nisan 2018 Perşembe

Kitap Yorumu: Kut'ül Amare - İsmail Bilgin



Yazar: İsmail Bilgin
Yayın Evi: Timaş Yayınları
Sayfa Sayısı: 272

Arka Kapak Yazısı

Selman-ı Pak yenilgisinin ardından Kut'ül Amare'de konuşlanan İngilizler, General Towshend komutasında, açlık çemberinde mücadele veriyor, Osmanlı'ya karşı koymak için tüm imkânlarını kullanıyorlardı. Arapları altınla, pirinçle kendi saflarına çekiyor, gerek içten gerekse dıştan türlü müdahalelerle Osmanlı'yı püskürtmeye çalışıyorlardı.
Ancak Osmanlı geri çekilmeyecek, ne pahasına olursa olsun, Kut'ül Amare'yi İngilizlere bırakmayacaktı. Çetin çatışmalar, esir düşmeler, verilen şehitler, açlık, sefalet... Tüm bunlarla mücadele edebilmek ve düşmanı püskürtmek için Halil Paşa ile cefakâr askerlerini gayrete getiren bir şey vardı: Vatan ve millet aşkı!

"Üniformanızı kefen belleyin. Üniforma, yeri geldiğinde ateşten gömlek, yeri geldiğinde serin sular gibidir. Kâh ateşler içinde yanarsınız pervaneler gibi, kâh denize doğru gidersiniz soğuk çağlayanlar gibi..."


Çanakkale'den sonra İngilizlerin uğradığı en büyük hezimet olan, fakat bugüne kadar üzerinde çokça durulmamış Kut'ül Amare Harekâtı'nı, İsmail Bilgin'in titiz kurgusuyla soluksuz okuyacaksınız.



Benim Yorumum
Bu ay #leydilerhistoricalokuyor için Kut’ül Amare’yi okudum. Dizisi çıktığından beri çok merak ediyordum. Bende kitabını alıp okudum. Diziyi bir türlü sevemedim. Çok fazla yapmacık geldi. Dizinin sadece bir bölümünü izledim. Bu kitapla dizinin bir alakası yok gibi geldi. 
Gelelim kitaba. Mart ayında İsmail Bilgin’den Medine Müdafaası’nı okumuştum. Baya etkilenmiştim. Hatta favorilerime bile girmişti. Bu kitabı da çok beğendim. Ancak diğer kitap gibi bende bir etki yaratmadı. Belki de sürekli diziden bir parça bulmaya çalışmamdan dolayıdır. Öncelikle kitap tarihi roman olduğu için kolay okunuyor diye bilirim.
Kut’ül Amare’de Türkler sadece İngilizlere karşı değil, Araplara karşı da savaşmıştır. Arapların altın sevdasını iyi kullanan İngilizler, çoğu Arap kabilesinin Osmanlı’ya karşı düşman etmiştir. Her öldürülen Türk askeri karşılığında Araplara altın vermişlerdir. İngilizlerin hain planların bertaraf edilmesiyle Osmanlı’dan alınan Kut’ül Amare tekrar Osmanlı’nın olmuştur.
Osmanlı’nın sahip çıktığı insanlar, nasıl oluyor da bir altın için Osmanlı’ya düşman oluyorlar? İslam kardeşimiz dediğimiz insanlar, kardeşliği unutup İngilizlerin oyununa geliyor. Ne kadar üzücü bir durum.
Kitaba Puanım 4/5 ⭐⭐⭐⭐


5 Nisan 2018 Perşembe

Kitap Yorumu: Dönüşüm - Franz Kafka

Orijinal Adı: Die Verwandlung
Yazar: Franz Kafka
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 74



Arka Kapak Yazısı
İlk kez 1915'te "Die Weissen Blaetter" adlı aylık dergide yayımlanan Dönüşüm, Kafka'nın en uzun ve en tanınmış öyküsüdür ve yayımlanmasının üzerinden nerdeyse bir asır geçmesine rağmen hâlâ tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasındadır.

17 Ekim 1912'de Felice Bauer'e gönderdiği mektupta Kafka Amerika romanı üzerinde çalıştığını, ilerleyemediğini görünce sıkıldığını ve yataktan kalkamaz hale geldiğini, bu nedenle bir öykü yazarak ara vermek istediğini yazar. Dönüşüm işte böyle ortaya çıkar.

Kumaş pazarlamacısı olan Gregor Samsa'nın uykusundan kocaman bir böceğe dönüşerek uyanmasıyla başlayan Dönüşüm, giderek gerçeklikle kurmacanın sınırlarını zorlayan müthiş bir anlatıma dönüşür.
(Tanıtım Bülteninden)


Benim Yorumum
Franz Kafka’yı okumak beni hep korkutmuştur. Kafka okumak zordur diye düşünürdüm. Dilinin ağır olduğunu, Kafka’yı herkesin okuyamayacağını söylemişti sevgili(!) edebiyat öğretmenim. Ben de bu yüzden Kafka okumaktan korkar oldum. Elim kitaplarına bile gitmiyordu. @herayikiklasik hesabı bu ay Dönüşüm’ü okuyacaktı. Ben de hiç tereddüt etmeden kitabı alıp okudum. Ve muhteşemdi. Dili kolaydı. Bir saat içinde okunup bitebilecek bir ktap.
Konusunu gelirsek, Gregor bir sabah uykusundan kocaman bir böceğe dönüşerek uyanır. Gregor Samsa bir pazarlamacıdır. Görevi ailesine bakmak ve onların borçlarını ödemektir. Yaşadığı dönüşüm sonucu işe gidemez. İşe geç kalması nedeniyle müdürü denetlemek için evine gelir. Gregor bu dönüşümüne rağmen işe gitmeyi düşünür ve müdürüne derdini anlatmak için bin bir zorlukla kapıyı açar. Onu gören müdürü arkasına bile bakmadan evden gider. İlk başlarda kız kardeşi Greta ona iyi davransa da zaman ilerledikçe ondan tiksinmeye başlar.
Kitabı okumadan önce @kitapveyorum un yorumunu okumuştum. Orada yazdığı bir cümle kitabın ne anlattığını özetlemiş adeta.
‘Sistemde küçük bir insan olmaya ara verirseniz, küçük bir böcek olursunuz ve aileniz dahil hiç kimse sizi sevmez, istemez ve tiksinir.’

Kitaba Puanım 4.5/5 ⭐⭐⭐⭐